You got a whole lot left to say now
-Şimdi söylemeyi bıraktığın o tüm bir parçayı aldın.
You knocked all your wind out
-Tüm rüzgarlarını(yönlerini) şaşırttın.
You just tried too hard and you froze
-Sadece çok zor olanı denedin ve donup kaldın.
I know, I know
-Biliyorum, biliyorum
What do you say, what do you say
-Ne dediğini, ne dediğini...
Just take the fall
-Sadece düşmeyi kabullen!
You're one of us
-Sen de bizden birisin.
The spotlight is on
-Dikkatler üzerinde.
(Ahh ahh)
Oh the spotlight is on, oh
-Oh, dikkatler üzerinde.
You know the one thing you're fighting to hold
-Zaptetmeye çalıştığın o tek şeyi biliyorsun.
Will be the one thing you've got to let go
-O tek şey senin gitmene izin verecek mi?
And when you feel the war cannot be won
-Ve savaşın kazanılamayacağını hissettiğin an
You're gonna die to try what can't be done
-Neden olmayacağını denemek için öleceksin.
Gonna stay stay out but you don't care
-Dışarıda kalacaksın ama umursamıyorsun.
Now is there nothing like that inside of you anywhere
-Şimdi senin içindeki gibi birşey herhangi bir yerde yok mu?
Just take the fall
-Sadece düşmeyi kabullen!
You're one of us
-Sen de bizden birisin.
The spotlight is on
-Dikkatler üzerinde.
(Ahh ahh)
Oh the spotlight is on.
-Oh, dikkatler üzerinde.
Yeah it's on
-Evet, öyle.
Because everyone would rather watch you fall
-Çünkü herkes senin düşüşünü izlemek isterdi çok.
And we all are, yeah
-Ve hepimiz, evet!
And we all are, yeah
-Ve tümümüz, evet!
Just take the fall
-Sadece düşmeyi kabullen!
You're one of us
-Sen de bizden birisin.
The spotlight is on
-Dikkatler üzerinde.
(Ahh ahh)
Oh the spotlight is on.
-Oh, dikkatler üzerinde.
(Just take the fall)
-(Sadece düşmeyi kabullen!)
Now you're one of us
-Şimdi sen de bizden birisin.
Now you're, now you're, now you're, now you're one of us
-Şimdi sen, şimdi sen, şimdi sen, şimdi sen, bizden birisin...
Now you're, now you're, now you're one of us
-Şimdi sen, şimdi sen, şimdi sen, bizden birisin...
Oh the spotlight is on
-Oh, dikkatler senin üstünde...